GÜZEL ANNE, KENDİSİ GİBİ SEVGİ KOKAN ÇİÇEKLER YETİŞTİRiRDİ ….!
Evini yerli yerinde döşemişti. Gerektiğinde yenilik ve değişikliklere açıktı. Her an eşyaların yerleri değiştirilebilirdi. Hazırlardı sanki.
Eşine ve çocuğuna son derece bağlıydı. Onları bir gün bile kahvaltısız göndermemişti. Kendi elleriyle giyindirir, iyi dileklerle uğurlardı işine, okuluna güzel anne. Hiç unutmazdı iyi bir eş ve anne olduğunu.
Modayı takip etmezdi, etmezdi ama modanın bir evre öncesi kadar güzel giyinirdi. Giydiğini de kendisine yakıştırırdı. Saçları önemliydi o’nun için. Şekilden şekle koyardı da herkes imrenerek bakardı. Taş çıkartırdı …!
Her tavrı beğeni ile izlenirdi, edalıydı. Neşesini kendisine kesinlikle saklamazdı. Gülerdi çoğu zaman. Gülümserdi yakınlarını gördüğünde. Gülümserken de dudaklarının sol tarafını yanağına doğru hafif bir şekilde kaldırırdı. Bu durum ona çekicilik nişanı verirdi.
Paylaşımcı yanı her zaman ağır basardı. Paylaşırdı işte…! Yetiştirdiği sevgi kokan çiçekleri bile. Cennette yaşıyor gibi yaşar, tüm nimetlerden yararlanır. Cana yakın oluşu bazen yanlış anlaşılır, üzülürdü başına gelenlere. Yine kendini kendi ikna ederdi sonra. İnsani ilişkileri el eleydi dostlarıyla, her zaman. Konuşurken karşısındakini düşünür, nezaketini elden bırakmazdı.
Yemek konusunda ustaydı, becerikliydi. Sevgisini katarak pişirirdi, yemekleri. Masası donanımlıydı eşe dostta. Kaprisliydi bazen, kapris yaparken bile yakıştırırdı kendine. Yardım severdi, eli açıktı herkese karşı. Sevilirdi güzel anne kıskanç gözlere rağmen. Oyunu iyi bilirdi. Tüm gözler ondaydı düğünlerde oynarken, özgürce.
Nazardan korunmak için mavi boncuk takması için uyarılırdı da takmazdı, giysilerinin görünmeyen yerlerine. İnanırdı nazara…! Sevgiye de. Sevgi kokan çiçeklerine kendini siper ederdi kem gözlere. Çok önemserdi, yaşam biçimiydi onları yetiştirmek. Bazen göz yaşı bazen de duygularıyla sulardı. Onları.
Yaşamıştı sevgiyi, yaşamıştı hak ettiği biçimde. Güzelliği sevgiyle tamamlanıyordu, eksik kalan kısmı.
Gülen gözleri, tatlı sözleri, mutlu yüzleri hiç eksilmedi. Hepsini sevgi kokan çiçeklerine borçluydu….!
Sevgi kokan çiçekleri; eşi ve çocuğu/ çocukları başta, sevgili anne, baba ve kardeşleri, kıyamadığı arkadaşları, dostları, kapısını açtığı komşularıydı. Evinde ki mutluluk tablosuydu. Severdi, hem de çok severdi sevdiklerini. Sevdikleriydi, evinde ki mutluluğuydu 0’nun sevgi kokan çiçekleri.
Sevilirdi de, sevgi yüklüydü yüreği.
Kim istemezdi ki; güzel anne gibi, sevgi kokan çiçek yetiştirmeyi? Kendimize örnek alınacak kadar güzel davranışı ,özümsemeyi ve o’nun gibi olmayı..
Hoşça Kalın Sevgisiz Kalmayın….!
İsmail ALTOK
Tebrik ediyorum sizi İsmail bey, okurken kendimi yaşıyormuş gibi hissettim.Yüreginize saglık… 🙂