HAYATIN ANLAMI NEDİR?
Merhaba, sizlere bu haftada hayat konusundan bahsetmek istiyorum kısaca.
Hayat yaşamsal bir sanattır ve bu sanat bir insanın yapabileceği en karmaşık, en zor ve en önemli sanat türüdür. Ne özel araçları gereçleri vardır ne de formülü. Tek aracı insandır ve insanın gücüdür. Yani bizler hem toprak, hem su, hem heykeltıraş, hem taşız; hem doktor hem de hasta… En önemli ödevimiz de kendi içsel güçlerimizin doğmasına, açığa çıkmasına yardım etmektir. İşte o zaman hem gerçek kişiliğimizi elde ederiz hem de hayata bakışımız değişir. Gerçekten kendi benliğimizi bulur, güçlerimizi keşfederiz. Kişiliğimiz de yerine oturmuş olur aslında.
Potansiyel güçlerimizi geliştirmek, keşfetmek, olumlu olumsuz her şeyi görmek ve anlamak, karşımızdaki herkesi olduğu gibi görmek, kimseyi eleştirme hakkına sahip olmadığımızı anlamaktır hayat. Bizler içimizden gelen sese göre davranırız. Bir atom olmaktan çıkar; çalışan, üreten, yaratıcı birer birey oluruz böylece. Hayatı sevme, gelecekten korkmama, ileriye adım atma, kendimizle yüzleşme ve sayamayacağımız birçok şeydir yani hayat.
Hayatın asıl anlamı saymakla bitmez. Kimine göre özgür olmak, kimine göre yoğun yaşamak, kimine göre çok dikkatli olmak, kimine göre gücümüzü tanıyıp hayallerimize ulaşmaya çalışmaktır. HAYAT KENDİMİZİ DÜNYANIN MERKEZİ KADAR ÖNEMLİ, BİR TOZ TANESİ KADAR ÖNEMSİZ OLDUĞUMUZU ANLAMAK KADAR OLGUNLAŞMAKTIR. Unutmayalım ki biz hayata nasıl bakarsak oda bize öyle bakar. Nasıl anlam verirsek oda bize öyle gözükür.
Sizlere bir hikâyeyle veda etmek istiyorum:
Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğunu kendi kendine sormaya başlamış.
Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş. Ama aldığı cevaplar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş. Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş. Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zaman da durmuyor tabi ki.
Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona “Şu karşıki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar. İstersen ona git, belki o sana aradığın cevabı verebilir. ” demişler.
Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş. Bilge “Sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor” demiş.
Adam kabul etmiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. Şimdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel. Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin.
Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış evet demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı(!)?
Adam şaşkın… Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki… “Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel,” demiş Bilge… Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzellikler büyülemiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü. Geri geldiğinde bilge, adama bahçe nasıldı diye sormuş. Adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış..
Bilge gülümsemiş, ama kaşıkta hiç yağ kalmamış demiş ve eklemiş:
“Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Ya sadece bir noktayı görürsün hayatın akıp gider ve sen farkına varmazsın. Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır.”
Güneş dururken kendimize mum ışığını güneş seçmeyelim. Hayata hep güneşin doğduğu taraftan bakalım.
AYSEL BINAR GÜLEN
AYSEL HANIM YAZILARINIZ YORUMLARINIZ ÇOK GÜZEL KONULAR HARİKA TEBRİK EDER BAŞARILARININ DEVAMINI DİLERİM