HAZİNELER GİDİYOR
(Yerel) Dörtdivan’da Hacetler Mahallesi’ne bir kilometre mesafede yola tahminen otuz metre mesafede bir mevkide hazine olduğu varsayılan bir nokta var. Bu nokta bundan birkaç sene önce jandarma kontrolündeyken define avcıları tarafından kazılmak istenmiş, ancak jandarma olayı fark edince defineciler hedeflerine ulaşamadan kaçmışlardır.
O günden itibaren orada define olduğuna dair efsane kulaktan kulağa yayılmış, yeni bir izinsiz kazı yapılmaması için bölge sıkı bir gözetime tabi tutulmuştur. Hacetler Mahallesi polis sorumluluk sahasına devredildiğinde bölgenin gözetimi görevi de polise verilmiştir. Sıkı bir gözetime tabi tutulan ve polisin sürekli devriye attığı bu nokta, dün gece define avcıları tarafından hem de iş makinesiyle kazılmış. Tabi her olayda olduğu gibi en son Türk Polisi, dolayısıyla devlet el koymuştur. Durum böyle olunca da bazı sorulara cevap aramak zarureti kaçınılmaz oluyor.
Birinci soru şu; madem ki burada bir define olduğundan şüphe ediliyor ve madem ki burası koruma altına alınıyor, devlet burayı neden kendisi kazmıyor ve yer altında olduğu varsayılan bu hazineyi kendisi çıkarmıyor? Belki orada eski bir yerleşim yeri de olabilir. Devlet olarak sen defineyi çıkarmıyorsun, vatandaşlar çıkarmasın diye de bölgeyi gözetim altına alıyorsun, define kimseye yar olmasın diye yer altında çürümesini mi bekliyorsun?
İkinci soru da şu; yol kenarında özellikle gözlenen bir yer, polis sürekli devriye atarken, iş makinesiyle nasıl rahat rahat kazılabiliyor? Bu, daha önce de Dörtdivan’da yaşanan hırsızlık olaylarında yaşanan zafiyetleri tekrar aklımıza getiriyor. Ve polisin devriye atma tarzı da birçok vatandaş gibi benim de gözlemlediğim, baştan savma hırsıza ben geliyorum hazırlıklı ol kaç der gibi bir devriye tarzı. Dörtdivan düz bir ova. Gece Polis devriye atarken polis aracının tepe lambalarını yakıyor ve ağır ağır birinci vitesle yolda ilerliyor. Polis daha şehir merkezinden çıkar çıkmaz Dörtdivan’ın en uzak mesafesinden görülebiliyor.
Şimdi soruyorum; siz o yol güzergahında hırsızlık yapacak olsanız ne yaparsınız? Tabi ki polisin çıktığını görür, polis sizin bulunduğunuz noktadan geçinceye kadar saklanır, polis gidince de işinize devam edersiniz. Bu define kazılan nokta da Dörtdivan’ı tepeden gören bir yer. Defineyi kazacak olsanız yukarı bir gözcü bırakırsınız, tepe lambalarını yakmış aheste aheste ben geliyorum kaçın diyen polis aracını görür hemen saklanırsınız. Üstelik her zaman aynı saatte devriye atan yani saat başı devriye atan bir polisin hareketlerini ezberlersiniz ve planınızı ona göre yaparsınız.
Yol kenarında ve sürekli gözlemlenen bir noktada da iş makinesiyle rahat rahat kazı yapabilmenin altında yatan mantık da aslında budur. Bölge iyi ki gözlemleniyor, bir de gözlemlenmese adamlar kömür ocağı kazsalar kimsenin haberi olmayacak.
Böyle bir yapıda Dörtdivan çok da güvenli sayılmaz. Bu olay bize bir kere daha gösterdi ki, yer altı zenginliklerimize sahip çıkamıyoruz, onları koruyamıyoruz. Bekçiliğini yaptığımız hazine bile kaşla göz arasında uçup gidiyor.
Hazinelerimiz gidiyor polis bakıyor, hazinelerimiz gidiyor devlet uyuyor. Bu olay sonrasında başta polis teşkilatı olmak üzere herkes özeleştiri yapmalı, yanlışlarını görmeli, kendi kurumsal yapılarında işleyiş tarzlarında yeni düzenlemelere gitmeli, kendilerini hantallıktan kurtararak çağın gereklerine göre daha iyi hizmet verebilir noktaya getirmelidirler.
Devletin kurumlarının daha işlevsel bir yapıya bürünmeleri hazinelerimizin kayıp gitmesine engel olacak, ülke olarak zenginliğimiz arttıracaktır.
MUTLU BİLGE
18.04.2014 / BOLU