KENDİNİZE SORMAKTAN VAZGEÇMENİZ GEREKEN SORULAR
Murat Gülen
Her gün kendimize yüzlerce soruyoruz, birçoğuna geçerli sebepler bulup devam ediyoruz. Ancak bazı sorular var ki bu soruları her gün soruyoruz ve maalesef yüzlerce kez sormamıza ve geçerli cevabı almamamıza rağmen sormaya devam ediyoruz.
Çok basit bir mantık var; eğer kendimize doğru soruyu sormuyorsak, alacağımız cevabın bizi mutlu ya da tatmin etme ihtimali yok. O zaman bizi sadece daha çok sıkıntıya sokacak çıkmaz soruları bırakma vakti geldi de geçiyor. Gelin bu sorulardan birkaç tanesini açıklayalım ve artık bu sorulardan kurtulalım:
Neden beni sevmiyorlar?
Hayattaki belki de en kötü hislerden biri kişinin kendisi hakkında şüpheye düşmesi, emin olmamasıdır. Bu soruyu soran herkes daima kendisinde bir sorunun olduğunu düşünür, bu düşünce de onların kendilerini sevmemelerine neden olur. Yani başkalarının hislerine biz de ortak olur ve topluca kendimizi sevmeyiz.
Bu soruyu soran her insan, onu bu haliyle kabul eden ve seven yüzlerce insanı göz ardı etmektedir. Tüm dikkat ettiği topluluk sadece bir azınlıktır ve azınlığa göre hareket etmek saçmadır.
Bu soruyu soruyorsanız artık sormayın. Kendinizi sevin ve kabullenin. Çünkü siz bunu yapmadığınız müddetçe çevrenizde sizin gibi düşünen daha çok insan görmeye başlarsınız.
Kendi kurbanınız olmayın.
Benim hakkımda ne düşünürler?
Bu soruyu sorduğunuz anda, şüphe duyduğunuz şey etrafınızdaki insanların düşünceleri değil kendinizle ilgili düşüncelerinizdir. Çünkü kendisinden emin olan hiç kimse başkasının ne düşüneceğini düşünmez. Bu düşünceye sahip insanların ortak özelliği, kendilerinde gördükleri çok ufak bir hatayı birçok insanın görmüş olabileceği hissine kapılmalarıdır. Gerçek şu ki; hemen hemen hiç kimse sizin bu hatalarınızı görmezler bile. Yani, rahat olun.
Ayrıca ne yaparsanız yapın, karşınızdaki kişinin sizi yargılayıp yargılamadığını kontrol edemez, değiştirmezsiniz. Bu kadar az ilgilendikleri ve sizin çok zor değiştirebildiğiniz bir şey için sizce endişelenmeye değer mi? Bence değmez.
Eksik olan ne?
En büyük hatalarımızdan biri de elimizdekilere şükretmek yerine hep hayatımızda bir şeyler eksikmiş gibi davranmak, daha farklı nerede olabilirdik ya da nasıl birisi olabilirdik diye düşünmek. Aslında mutsuzluk dediğimiz şeyin kaynaklarından birisi de budur: Mevcut şartlarımızda olaya uzaktan bakıp güzellikleri görmeye çalışmak yerine hep olmayanı düşünmek ya da olmayan bir şeyler varmış gibi hissetmek.
Onun yerine şunu sormak sizi bu konuda rahatlatacaktır: “Şu anda, gittiği zaman özleyeceğim ve eksikliğini hissedeceğim nelere sahibim?”
Ya yeteri kadar iyi değilsem?
Başarısız olma korkusu başarısızlığın garantisidir. Yeteri kadar iyi olmama duygusu da hiçbir zaman yeterli olmayacağımızın garantisidir.
Eğer başkası sizden daha iyi yapacak diye yapmak istediğiniz şeyi yapmazsanız, işte o zaman tahmininiz gerçeğe dönecektir. Unutmayın, kaybetmek hataların en büyüğü değildir. En büyük hata, denememektir. Ve daima bazı insanlar sizden bazı konularda üstün olacaklardır. O yüzden kafaya takacak bir durum da yoktur.
Kimse başarısız olmamak zorunda değil, ama zorunda olduğumuz tek şey denemeye devam etmektir. Sadece bu. Eğer bunu yaparsanız zaten -kim olursanız olun- o şey için yeteri kadar iyi olursunuz.
Artık nasıl yaşayabilirim?
Geçmişte kalan herkes ve her olay olmadan da yaşayabilirsiniz. Nokta.
Yaşam, değişim demektir. Her gün hayatımıza bazı şeyler girer ve zamanı gelince çıkar. Çünkü hayat aslında bir döngüden ibarettir. Önemli olan neyin girip çıktığını kafaya takmaktan çok döngünün her noktasında eldekilerle en iyisini yaşamaktır. Olması gereken de budur.
Hayatınıza bir şekilde birileri ya da bir şeyler girer, olumlu etkiler bırakır, bir zaman gelir ve artık bu olumsuza dönebilir. Bunun için yas tutmaya gerek yok. Hayat yolculuğunda o kişi ya da şeyle yolunuz kesiştiği için müteşekkir olun, bu buluşmadan edindiğiniz deneyimleri saklayın. Elinize çok daha iyi bir karşılaşma yaşamak için büyük bir fırsat geçtiğini düşünün.
Çevrenizde bir ışık söndüğünde, yanan binlerce diğer ışığı görmezden gelmeyin. Yeni bir ışık yakın. Yolunuza devam edin.
Neden ben?
Eğer bu hayatta sadece çok şanslı ve seçilmiş az sayıda insanın harika bir hayat yaşadığını düşünüyorsanız, hayatınızı kendi ellerinizle sabote ediyorsunuz demektir. Siz de harika bir hayat yaşamak için imkana sahipsiniz. Kullanın.
Her sabah kalktığınızda “Evet, bugün harika bir gün olacak!” deyin, öğlen vakti mutlu olmak için bir sebep bulun ve “Evet, harika bir gün geçiriyorum!” deyin. Akşam da her zaman olduğun gibi “Evet, harika bir gün geçirdim!” deyin. Eğer bunu yaparsanız, bir gün geriye dönüp baktığınızda “Evet, gerçekten harika bir hayat yaşadım!” dersiniz.
Bu soruyu sormak yerine hayallerinizi düşünün ve asıl sormanız gereken soruyu sorun: “Neden ben olmayayım?”
Bu soruları artık hayatınızdan çıkarın, daha iyi ve motive edici sorular sorun.
Çünkü siz değerlisiniz. Bu değeri harcamayın.
Yazdıklarınıza sonuna kadar katılıyorum, çok yerinde ve çok doğru tespitler harika bir yazı olmuş bilgi dolu bu güzel yazınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum başarılar diliyorum