hava 14° Çoğunlukla Bulutlu
DOLAR 20,9783 %% 0.73
EURO 22,5975 %% -0.26
GRAM ALTIN 1.313,16 %% -0,69
ÇEYREK A. 2.147,02 %% -0,69
BITCOIN 27.192,04 %-0.018
SON DAKİKA
Google News

KÖY KOKAN KÜÇÜK KASABAM

Son Güncelleme :

12 Ekim 2014 - 19:25

KÖY KOKAN KÜÇÜK KASABAM

kucuk-kasabam

KÖY KOKAN KÜÇÜK KASABAM

Babam yeni almıştı fitilli pantolonumu. Yeniden yıkadı annem. Yatağımın altına koydum ütülensin diye. Kömürlü ütümüz bile yoktu. Gömleğim ıslak asılmıştı, kırışıklığı gitsin diye .Heyecanla karışık korku sardı inceden inceye. Ayakkabılarım Ankara lastiğindendi. Olsun dedi babam. Olsun varsın dedim, bende. Erkenden annem dayım gile gidip büyük oğlunun iskarpin ayakkabılarını almıştı ödünç. Yüzüm kızarmıştı. Arkadaşlarımın iskarpin ayakkabımın olmadığını biliyorlardı. Göz ucuyla bakıp alay edeceklerini sanmıştım. Hiçte sandığım gibi olmadı, ertesi günü.

 

Her şeyimiz hazırdı. İşe giderken babam anneme para bırakmıştı bana. Azımsadım parayı. Aldım ama. Okulun bahçesinde toplandık. Öğretmenlerimizde hazırdılar. Üstü çadırla örtülmüş kamyon geldi. Sıralar filan konuldu koltuk niyetine. Sınıf sınıf guruplara ayrılmıştık zaten. Sandalyeyi basamak yapıp bindik kamyona. Az sonra da yolculuğumuz başlayacaktı. Bende/bizde ki; heyecanı görmek lazımdı. Koltuk niyetine konulan sıralara geçip oturduk.

 

Okulumuzda  arkadaşlarımızın katkılarıyla gerçekleşen piyesten, bir miktar para artmış, mükafatlandırılmak  için Akçakoca’ya gezi düzenlenmişti. Gerçekten de piyes çok beğeni toplamıştı. Şarkılar, özellikle yöresel türküler eşliğinde ki yolculuğumuzun nasıl geçtiğini hatırlamıyorum.

 

Akçakoca’yı gördük  uzaktan. Uçsuz, bucaksız çayırlıkların olduğunu fark ettim. İnek, koyun ve keçilerimizin çok rahat yaşayabileceğini düşündüm Akçakoca’da. Otlamaları için imkan çok genişti, gördüklerim. Görünenin deniz olduğunu söyleyince öğretmenim. İçimden düşündüğüm için pek bozulmadım. Denizdi, denizmiş ne bileyim, deniz olduğunu.

 

Önceden, okullar arası iletişim sayesinde, her öğrenci birimizi misafir edecekmiş. Salih arkadaşımda beni misafir etti, kura usulü yapılan çekilişle. Beyaz boyalı, iki katlı evlerine gittik önce. Evin alt katında lokanta vardı. üst katta, her odası ayrı renkle badanalanmış odaları gezdirip, sarı renge boyanmış odamı gösterdiler.” Odan “ dedi Salih’in annesi. Anlayamadım önce. Bırakın beni ailemdeki, hiç birimizin kendine ait odası olamadı ki; Öğleyin gezmeyle geçti. Denize alıştırdık kendimizi. Yıllardır denizi, denizde bizi görmüşçesine bakıştık. Akşam ayrıldık arkadaşlardan. Salih beni, diğer arkadaşlarımı da ötekiler aldılar. Kaybolduk gözden. Lokantada yemek yiyecektik. Buz tutmuş dolabı ilk kez görüyordum. Utancımdan soramadım, bu nedir?  Balık geldi önüme önce ,sonra salata….

 

Sabah kalktığımda bir sürü sesle uyandım anlamsız. Martılarmış. Görmedim, bilmiyordum, duymamıştım da. Kahvaltı  için mutfağa geçtik. Masaya oturduk önce. her birimizin önüne tabak, çatal ve bıçak konulmuştu. Gözlerimin büyüdüğünü fark ettim. Tabak, çatal anladım da bıçak niye ki; Kısa, benim için uzun olan gözlemlerimle kahvaltımızı yaptık…

 

Dışarıya çıktığımızda arkadaşlarımın toplandığını gördüm. Özlemiştim onları. Salih’i yalnız bıraktım bir an, koştum yanlarına. Onların gözlerinden de özlem okunuyordu. Meğer ne çok özlemiştik birbirimizi. Epey konuştuk sınırlı vakitte. Kısa, hızlı bir tur daha attık Akçakoca’da. Köy kokan kasabamıza dönmek için can atarcasına bindik kamyonumuza şaşkın bakışlar içinde. Ben Salih ile , diğerleri ötekilerle vedalaştık ….

 

Ne şarkılardan ne de yöresel türkülerden dem vurmadan yol aldık, sessizliğe sığınarak

 

Eğitimde başarılıydık. kitaplardaki bilgileri depolamıştık beynimize. Yeri geldikçe kullanamadık, sahip olduğumuz bilgileri. Medeniyetin hüküm sürdüğü alanlarda, kendimizi yapayalnız hissettik. Köy  görünümlü kasabamız bizi öylece kabul etti, bağrına bastı, değişmeyen kimliğimizle. Yenilenmeyen bilgilerin hükmü çabuk bitiyor. Bunu anladım. Kendini gün be gün yeni bilgilerle donatmayan öğretmenlerinde, ürünleri çabuk çürüyor.

 

Günün koşullarına göre düzenlenmeyen eğitim anlayışı  , çağdaş eğitim sistemi içinde yer almamalıdır.

 

Hoşça Kalın, Eğitimde Geri Kalmayın……!

 

İsmail ALTOK

YORUM ALANI

Zekiye Yılmaz 14 Ekim 2014 / 08:44 Cevapla

OKURKEN GEÇMİŞE GİDİŞ

Doğan Dağ Kıbrıscık Belediye Başkanı 14 Ekim 2014 / 15:26 Cevapla

“Görüşmecim yeşil soğan göndermiş/Karanfil kokuyor cigaram” der şair. Hala köy kokuyor (ilçemiz) kasabamız. Yüreğine sağlık İsmail abi. Doğan Dağ-Kıbrıscık Belediye Başkanı

Ismail Altok 14 Ekim 2014 / 14:44 Cevapla

geçmişe gidiş değil zekiye hn. geçmişin ta ortası..!

EROL GOKTAS 15 Ekim 2014 / 15:17 Cevapla

İsmail Hocam:bizim kuşak çadırlı kamyona yetişemedi ancak bizim gibi çocukların Ankara lastikleriyle yığınla hatırası var, tabi cesaret edip anlatabilirlerse. Hocam öncelikle çocukluk döneminizi o günleri tüm çıplaklığıyla anlatabilme cesaretini gösterdiğiniz için sizi kutlarım. Yürek ve kaleminin sağlık. Hocam sizden o günler ile ilgili en az bir öykü bekliyoruz. Roman olursa daha bir güzel olur. Kalın sağlıcakla.

Ismail Altok 18 Ekim 2014 / 09:11 Cevapla

Sevgili Doğan başkan;Köy kokan kasabamızın "ilçemizin" önünü açarak , ziyaret edilmesi gereken bakir doğasına sahip çıkacak ,bilgi birikimine sahip olduğunuzu biliyorum .Projelerinizin gerçekleşmesi için gereken yapı taşlarından biri olan "kişiliğiniz" yapacağınız işlerin aynasıdır. Başarılarınız daim olsun Doğan başkan !

Ismail Altok 18 Ekim 2014 / 09:16 Cevapla

Sevgili Erol; Yazılarıma gösterdiğiniz ilgi gerçekten beni mutlu ediyor.Teşekkür ediyorum. Öykü yazma denemelerime devam ediyorum.

Nermin Akcebe 22 Ekim 2014 / 05:19 Cevapla

Ellerine sağlık öğretmenim ćok güzel olmuş

Nermin Akcebe 22 Ekim 2014 / 05:24 Cevapla

Sen yazarken öğretmenim biran çoçukluğumun geçtiği güzel bir kasaba olan ayancığa gittim sanki çokk güzel cfocukluk yıllarım geçti sevgiyi sıçaklığı güzel insanları ben orada tanıdım.hep hepsi anılarda kaldı..

Ismail Altok 22 Ekim 2014 / 18:50 Cevapla

nermin öğretmenim; çocukluğu yaşatmak ve içindeki çocuğu yüreğinde büyütmek , yaşamanın tadını almak demektir. çok şanslısın , her büyümüş çocukluğun anlamını bilememektedir. saygılar nermin öğretmenim.

Ismail Altok 22 Ekim 2014 / 18:50 Cevapla

nermin öğretmenim; çocukluğu yaşatmak ve içindeki çocuğu yüreğinde büyütmek , yaşamanın tadını almak demektir. çok şanslısın , her büyümüş çocukluğun anlamını bilememektedir. saygılar nermin öğretmenim.

NurGül Elitok 24 Ekim 2014 / 23:48 Cevapla

Yüreğinize sağlık İsmail Bey,çok beğendim.Bir an içinde yaşadım o anın,anların…..

Ismail Altok 25 Ekim 2014 / 07:14 Cevapla

teşekkür ediyorum nurgül hn.yaşamak her şeye rağmen çok güzel. birde sizin gibi güzel yürekli arkadaşlardan bu güzelim yorumları duymak….!

özkıbrıscıklı 28 Ekim 2014 / 09:51 Cevapla

deverenli hasan hüseyin hocada kıbrıscıka gelmişti arkadaşlarıyla memleketimin gençlerini okutayım onları yetiştireyim onları bu çobanlıktan kurtarayım okusunlar kendilerini kurtarsınlar diye okulun öğrencileri fedakarlık yapıpda gelen hocaları dövdüler sonra nemi oldu koskoca bir fos oldu bitti kıbrıscık dahada adam olmaz boşuna uğraşmayın emekli yeri orası sizler öyle istediniz.

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.