
ÖĞRETMENİM, ONUY “R”LERİ “Y” DİYE OKUYOY…! 23.11.2014
Öğretmenler, başarılarının arkasına sığınmayan, çoklarının görmezden geldiği, toplumun gerçek önderleridir. İlkokuldan üniversiteye kadar, insan yetiştirmede öğretmenlerimizin emeği vardır. Ülkemizin ve Dünyamızın bilgi akışını sağlayan öğretmenlerimizdir.
Yaşamın her alanında olduğu gibi öğretmenlerimiz, Kurtuluş Savaş’ında da vardı. “Öğüt Kurulları” sayesinde Kurtuluş Savaşı’na büyük katkı sağlamıştır öğretmenlerimiz. “Dünya’nın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdır” diyen M.K Atatürk. Öğretmenliğin ne kadar şerefli ve değerli bir meslek olduğunu belirtmiştir.
Anne ve babamızdan sonra hayatımızda bize en yakın olan kişi öğretmenlerimizdir. Onlar bizi şekillendiren, bilgi ve eğitim vererek geleceğe hazırlayan, bina edenlerdir. Bilgiyi aktaran değil, bilgiyi nereden ve nasıl alacağımızı gösteren kişilerdir. Öğrencisine, okulda kazandırdığı bilgi ve beceriler ile ülke kalkınmasına şekil veren “gizli kahramandır” öğretmen. Öğrencisine kazandırdığı bilgilerle, soran sorgulayan, sorunlardan kaçmayan, çözen. Hayata ve bir üst sınıfa hazırlayan liderdir.
Yazımın başlığını, ilkokul 1. Sınıfta, Hasan öğrencim, Onur arkadaşının zaafını şikayet ediyor. Sınıftan kendimi zor atmıştım dışarı. Dakikalarca gülmüştüm. Canım çocuklarım benim…! Şimdi ikisi de üniversite mezunu. Beni unutmadıklarını biliyorum.
Kendisine ve ulusuna yararlı bireyler yetiştirmede eğitime önem verir. “Esas olan eğitimdir” i çok iyi özümsemiştir. Eğitim, insanların düşüncelerinden, düşünceler doğurur ve olgunlaştırarak geliştirir. Eğitimli insan çevresinde ve kendisindeki problemlerin farkına tez varır. Sorar, sorgular ve çözer. Eğitimsiz insan; kulaktan dolma fikirlere inanır, sabit fikirlidir. Öğretmen, öğrencisini eğitmek için bilimsel fikirler sunar.
Öğretmenlik, çok kutsal bir değer ve görevdir. Eğitim öğretim etkinliğinde öğrencisinden, karşılık beklemez. Öğrencisinden sıcak bir “gülüş” ve “canım öğretmenim” gösterisi ve sözü en büyük ödülüdür. Bütün öğretmenlerimiz, içten sevilmeyi, saygı görmeyi hak etmektedirler. Öğretmenlik fedakarlıktır.!
Cumhuriyet’ten önce okur-yazar sayımız çok azdı. Atatürk “Harf Devrimi!‘ni” gerçekleştirdikten sonra “Millet Mektepleri’ni açarak okuma-yazma oranı kat be kat arttı. Türk diline en uygun “Latin Harflerini” kara tahta başında tanıtan MK Atatürk’e 11Kasım 1928’de Millet Mektepleri Başöğretmenliği ünvanı verildi. Atatürk bu ünvanı 24 Kasım 1928’de kabul etti.
Atatürk’ün öğretmene verdiği değer her alanda görülmeye değerdi.” Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” Diyerek öğretmene olan güvenini her zaman, her alanda dile getirmiştir.
Atatürk’ün; “Millet Mektepleri Başöğretmenliğini” kabul ettiği 24 Kasım günü, doğumun 100. Yılını olan 1981’den beri “Öğretmenler Günü kutlanır. Atatürk öğretmenlere çok güvenmiştir. Bizde güvenelim. Onlara destek verelim. Her fırsatta sevgi ve saygımızı gösterelim. Çocuklarımız ve bizim için yaptıklarını cefa ve fedakarlıkları unutmayalım.
Her 24 Kasımlarda, okullarımızda, yerel, ulusal basında öğretmenin/ öğretmenliğin öneminden dem vurulur, alışılmışlığın eseri olarak. Günün anlam ve önemi anlatılır yazılı, sözlü olarak. Çiçekler verilir eli öpülesi öğretmenlerimize. Yemekler düzenlerler kendi aralarında, velisiz, öğrencisiz.
Cefa ve feda öğretmenin hamurunda vardır. “Kar”a gelince; Ayda bir kitap, her gün gazete alacak kadar, sinema ve tiyatroya, ailesiyle en az yılda bir kez yemeğe gidebilecek kadar “kar” istemek sanırım abartılı olmasa gerek, öğretmenler için.
Başta “Başöğretmen M.K Atatürk ve şehit öğretmenlerimizin ve ailelerinin olmak üzere tüm öğretmenlerin, “Öğretmenler Günün Kutluyorum”
Hoşça Kalın, Öğretmensiz Kalmayın !
İsmail ALTOK
Çok güzel bir yazı İsmail abi. Günün kutlu olsun