
Oku.. İkra
Çağımızın en büyük problemi sizce nedir?
İşsizlik?
Savaşlar?
Ekonomik krizler?
Din savaşları?
Büyük güçlerin maşaları?
İçimizdeki çakma imamlar?
Bu saydıklarımın hepsi kendi başına büyük sorunlar. Günümüz insanının ve geçmişteki insanoğlunun da en büyük sorunları hemen hemen aynı idi. Geçmişte ve günümüzde dinler maalesef toplumların afyonu olarak kullanılmıştır. İnsanlar ilim yerine üfürükçülerin, taş kaya falcılarının, büyücü müsveddelerinin kontrolüne terkedilmiştir. Yüce dinimiz islamın ilk emri<oku> dur. Buna rağmen genelde savaşların ve iç karışıklıkların eksik olmadığı ülkeler üzülerek belirtmeliyim ki islam ülkeleridir.
İlk emri <oku> diye başlayan bir dinin hakim olduğu bölgeler neden hep karışıklık içinde?
Bunu kendimize sormalıyız. İslamı anlamayan müslüman olduğunu iddia eden milletler sözde islamı yaşarken, yönetimleri genelde dış güçlerin egemenliği altındadır. Yönetimleri ve kendi milli iradesi olmayan ülkelerin vatandaşları ekonomik krizler, işsizlik ve gelecek kaygısı ile pasivize edilirler. Umutlarını kadere bırakırlar ki; büyük güçlerin yıllar önce yazıp çizdiği planları bizim okumaktan,araştırmaktan aciz müslim yada gayrı müslimlerimiz kader diye yaşarlar!
Günümüzde artık iki tip insan şekli vardır, biri fakir diğeri zengin. Sermayeyi yaşatan ucuz işçilik ve sırtlarından geçindikleri fakir halktır. Çiftçi bağında bahçesinde kendi yağında kavrulur iken, şu yada bu nedenler ile toprakları değersizleştirilir. Küçük esnaf ağır vergiler ile baş edemez duruma getirilir. Ve sonunda beklenen iflaslar, toplumsal buhranlar vs. Çiftçiye rekabet adı altında başlarında kendi bulundukları, firmalar ile yurt dışından ucuz ürünler getirilip çiftçinin ürünün elinde kalması ve iflası sağlanır. Zaten çok pahalı akaryakıt sayesinde zar zor geçinen esnaf, bu rekabet karşısında tutunamayıp iflas eder. İflas eden her esnaf ve çiftçi ucuz iş gücünü oluşturur. Sonrada onları köle gibi çalıştırırlar ve derler ki; ya çalış ya da kapıda beşyüz kişi bekliyor.. Sermayenin insanlara en büyük tehdidi budur. İşsiz insanları istedikleri gibi sömürürler..Soma’da yaşamlarını yitiren çiftçiler gibi..
Sermaye ile siyaset el ele verirlerse arada kalan insanlar ya onlara hizmet edip haysiyetlerini ve onurlarını satarlar. Yada onurlu bir şekilde üç kuruş uğruna helal lokma için yaşamlarını yitirirler. Dünya hayatı için onurunu satıp, ömür boyu dizlerinin üzerinde sürünmektense, başı dik onurlu bir ölüm şereftir.
Günümüz insanı ekonomik buhranlardan dolayı tamamen karnını doyurabilmek durumunda bırakılmıştır. Ekonomik sıkıntılı aileler çocuklarına gelecek sağlıyamazlar. Okul okuyamayan gençler ucuz işçi kolunu oluşturur. Onlar gününü kurtarmaya çalışırken, sermaye onların gençliğini sömürür.
ilimden irfandan uzak olan, dolayısı ile işsizliğin bol olduğu memleketlerde gençleri sapkın yollara çekmek daha kolay olur. Orta doğunun son zamanlardaki korkulu rüyası haline gelen bir örgüt türedi. işin ilginç tarafı bu örgüte ülkemizden de katılımlar olduğu iddiası. İlk emri oku olan bir dinin, ilim ve irfandan uzaklaşıp mankurtlaştırılmış beyinler ile islam adına nice katliamlar yapılması ne acıdır. İlim Çin’de de olsa ona talip olun. Çünkü ilim her müslümana farzdır.(Beyhakî, Şuabu’l-İman-Beyrut,1410, 2/253).
Biz müslümanlar ki böylesine yüce bir dinin mensuplarıyız. Ama gel gör ki cennete gitmek isteyenlerin cehenneme çevirdiği bir yaşam sürüyoruz. Dini ve inanışı her ne olursa olsun ilk önce insan hayatı bizler için değerli olmalı. Asıl olan insan olmalı. İslam ki hoş görü dinidir. Günümüzde islamın önderliğini yaptığını iddia edenler, Ortadoğudaki şiddeti öyle yada böyle destekleyenler ahirette akıtılan kanın hesabını veremeyecekler.” Kıyamet günü hesaba ilk çağrılacaklardan biri Allah yolunda öldürülen kişidir.Allah yolunda öldürülen getirilir. Allah ona nimetlerini bildirir ve ” Bu nimetler için ne yaptın?” der. O da ”Senin yolunda şehit edilene kadar savaştım.” der. Allah Teâlâ, ” yalan söyledin! Sen ”falanca cesur adam” denilmesini istemiştin ve bu da söylendi.Karşılığını aldın” der ve cehenneme atılır.Sonra Kur’an’ı iyice öğrenip okumuş olan bir alim getirilir.Allah ona da nimetlerini hatırlatır ve ” Bu nimetler içinde ne amel yaptın?” buyurur. O da , ” İlim öğrendim, öğrettim ve senin rızan için Kur’an okudum.” der.
Cenab-ı Hak, ” Yalan söyledin! Sen ilmi, alimdir denilsin diye öğrendin, Kur’an’ı çok güzel okuyor desinler diye okudun ve bu da denildi!” der. O da cehenneme atılır.
Ve Allahın kendisine zenginlik verdiği kimse getirilir.Ona da sorulur. O da, ”Ey Allah’ım verilmesini sevdiğin her yola Senin rızan için yardımda bulundum.” der.Allah Teâlâ, ” Yalan söyledin! Sen falanca cömerttir desinler diye bunu yaptın ve bu da senin için denildi.Mükâfatını aldın.” buyurur. Sonra onun için de emir verir,huzurunda hesaba çekilir ve cehenneme atılır.”(Sahihi Müslim’in Riya bölümü Şüfeyyü’l Esmai)
Lütfen kimse din adına emin olmadığı bir bilgiyi kendisinden takvaca zayıf olan birine anlatmasın. Dinimizin sözde liderliğini yaptıklarını iddia edenler yüzünden günümüz gençliği malesef dinden soğumuştur.
Müslüman alemi ve gayrı müslimlerin günümüzde güvenilir kaynaklara yönelip okumaya zaman ayırmaları gerekir. İlmin aydınlatmadığı bir memleketi top mermileri, fosfor bombaları ve uçaklardan atılan bombalar aydınlatıyor.
Saygılarımla
Uğur Atasever
merhaba değerli dostum yazını beğenerek okudum kitabımız kuran ın ilk ayeti OKU ama maalesef toplum olarak okuma özürlüyüz adeta, oysaki Okumak gıdadır, okuyan insanlık bilen insanlıktır gelişmiş ülkelerin tek ortak noktaları vardır oda OKUMAK. Tarih alçak gönüllü bir geçmişten yola çıkıp kendilerini okuma yoluyla dünya liderlerine dönüşmüş insanların öyküleriyle doludur. bu manalı güzel yazı için teşekkür ve tebrik ederim