Üniversiteye giriş sınavı sonuçlarının açıklanmasıyla beraber öğrencilerde tatlı bir telaş başladı. Özellikle yaşadıkları şehrin dışında bir üniversiteyi kazananlar meraklı bir bekleyiş içerisindeler.
-Nasıl bir ortamla karşılaşacağım?
-Arkadaş bulabilir miyim?
-Nerede kalırım, yemeğimi kendim mi yapacağım?
-Ailemden uzakta nasıl yaşayacağım?
Bu ve benzeri sualler gençlerin zihninde uzayıp gider.
Bu soruların cevabı bir zaman sonra kendiliğinden gelir, ancaak;
Üniversite yılları bir gencin hayatında belki de en güzel zaman dilimidir. Ne yazık ki bu yıllar bazı gençler için kabus yıllarının başlangıcı da olabilir.
Evvela ebeveynleri uyarmak gerekiyor galiba:
Aklı başında bir anne baba başka bir şehirde üniversiteyi kazanan çocuğunun kalacağı yeri, arkadaşlarını ve okula devam durumlarını takip etmelidir. Aksi takdirde ummadığı sonuçlarla karşılaşabilirler…
Bu gün pek çok yasadışı örgüt üniversiteyi yeni kazanan gençleri kandırmak ve örgütün yanlış emelleri uğruna onları kullanmak/harcamak için fırsat kollamaktadır. İlk zamanlar gençlere cazip gelebilecek birkaç manevra yaparak onları mihnet altında bıraktıktan sonra ikinci planda onların yaşamlarına dair tüm haklarını elde etmek için çalışmalar yapmaktadırlar.
İsim vermek istemiyorum; azıcık haberlerle irtibatı olanlar bu hadiseleri izlemektedirler.
Ayrıca yine bazı gençler (ki özellikle kızlar) son derece iyi duygularla okumak için gittikleri şehirlerde yanlarına arkadaş bularak bir ev kiralıyorlar. Başlangıçta okullarına gidip gelirken zamanla gençlerin çokça takıldığı cafe-bar gibi yerlere uğramaya başlıyorlar. Daha sonra parasızlık çektikleri için bu paraya ulaşmak uğruna bir sürü taviz vererek geri dönüşü olmayan yollara tevessül ederek daha gençliklerinde kendi elleriyle hayatlarını karartmaktadırlar. Bazen uyuşturucu alışkanlığı bazen de illegal yapılanmaların piyonluğu… Bunlar bizzat müşahede olunan üniversite gerçekleridir.
O halde ne yapılmalıdır?
Çocuklarımız illaki bir yurtta kalacaksa bizzat giderek (mümkünse) İslami hassasiyeti olan bir cemaat, dernek ya da vakıf yurduna yerleştirilmeli, oranın müdürüyle irtibat kurularak sık sık görüşülmelidir.
Eğer evde kalacaksa yine aynı şekilde hassasiyetlere sahip bir cemaat, vakıf evlerine yerleştirilmek suretiyle çocuğunuza yardımcı olabilirsiniz. Öğrenciler birkaç sene sonra kendi tercihleri doğrultusunda bir ortama geçebilirler.
“Gençleri özgür bırakalım, onları kendi ayakları üzerinde durabilirler, bu yaştan sonra kendileri bilir…” gibi avunmalarla serbest bırakırsak büyük nedametlere yol açabiliriz.
Şunu biliyoruz: Gençler genelde müdahalesiz serbest bir öğrenciliği tercih ederler. Ama o tercih bazen yıllara bazen de bir hayata mal olabilecek acı bir tecrübe olabilir.
Özellikle son dönemde gençler hayatı gerçeklerinden uzak ve serbest yaşamaya alıştıkları için her şeyi pespembe görmektedirler. Anne babalar çocuklarının gelecekteki güzel günlerini görmek istiyorlarsa mutlaka onları takip etmelidirler.
Sevgili anne babalar!
“İşimiz çoktu, fırsatım olmadı, ona güvendim” gibi avunmaları bir yana bırakın ve unutmayın: Çocuklarınızdan/gelecek nesillerinizden daha önemli işiniz yoktur.
Bir ayet mealiyle bitirelim: “Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennemden ehlinizi koruyun…” (Tahrim Suresi)
Not:İslam aleminin kurtuluşuna vesile olması duasıyla Ramazan Bayramınızı tebrik ederim. 06.08.2013
abakimurat@hotmail.com