hava 11° Parçalı Bulutlu
DOLAR 19,1906 %% 0.04
EURO 20,8128 %% -0.7
GRAM ALTIN 1.214,64 %% -0,50
ÇEYREK A. 1.985,93 %% -0,50
BITCOIN 28.358,70 %-0.04
SON DAKİKA
Google News

YARIMCA İLE HOŞAF

Son Güncelleme :

16 Temmuz 2013 - 14:33

YARIMCA İLE HOŞAF

YARIMCA İLE HOŞAF

 

 

Kış aylarında geceler uzun gündüzlerde bir o kadar kısadır. Köylerde gündüzlerin kısa olması yapılacak işlerin çok hızlı bir koşuşturmayla yapılmasını gerektirir. Gündüz iş yoğunluğundan birbirleriyle konuşma, sohbet etme fırsatı bulamayan köylüler uzun gecelerde de birbirlerini ziyaret eder o soğuk geceleri sıcak muhabbetleriyle birazcık ısıtmaya çalışırlardı. Köyün kış aylarında unutamadığım o kadar çok değerleri var ki bugün o değerlere istesem de ulaşamıyorum.

 

Kıbrıscık köylerinde kış telaşı hemen hemen aynıdır. Gündüz kar nedeniyle hayvanları yemlemek, sulamak, altlarını temizlemek, bakımlarını yapmak, evin yakacak odunlarını parçalamak ve kadınlar için en meşakkatlisi yemek hazırlamak. Akşamları da köydeki komşularla bir araya gelerek yapılan ve yapılacak işleri değerlendirmek, eski günleri yad etmek, güzel hatıralardan bahsetmek, derken uzayıp giden tadına doyum olmayan hoş sohbetler…

 

Bu yorucu ve kısa kış günlerinde zaman darlığından yemeklerin çabucak hazırlanması gerekirdi. Özellikle öğlen öğünü için tok tutan ve çabuk hazırlanan yiyecekler hazırlanırdı. Bazı günlerde öğlen yemeğini hazırlayacak ev hanımları evlerdeki ocağı ateşler ve yavaş yavaş undan hamur yapmaya başlarlardı. Bir yandan da evdeki bayat ekmekleri ufalayarak, biraz peynir, daha önce bastırılmış kavurma, baharat, tuz, karışımını yağda hafifçe kavurur iç dediğimiz karışımı hazırlamaya koyulurlardı. Bu karışım yarımcaların içine konulan malzeme karışımıdır.

 

Karışım yeteri kadar soba veya ocak üzerinde kavrulduktan sonra hamurdan yumruk büyüklüğünde bir parça alınarak oklava ile açılır, açılan bu hamur bıçakla ikiye bölünür. Hazırlanan içten bolca yarım daire şeklindeki hamurun yarısına konulur, diğer boş kalan kanat için üzerine kapanır, hamurun kenarları parmakla yapıştırılarak ateş üzerinde yeteri kadar ısınmış toprak saç üzerine konularak her iki yüzünün iyice pişmesi sağlanır. Pişen yarımcalar pislağaç denilen tahtadan yapılan uzun saplı spatula şeklindeki aletle alınır, her iki yüzeyide tereyağı ile iyice yağlanır.

 

Yazın köyde yetişen elma, armut, erikler toplanarak ince ince dilimlenir ve kurutulurdu. Yine köy meralarında yetişen alıç ve ahlatlardan bolca toplanır bu meyvalar kara fırınlarda pişirilerek buruş dediğimiz kışın hoşaf yapılacak meyve kuruları elde edilirdi. Kış günlerinde yenilen yemeklerin yanında bu meyvelerden yapılan hoşaflar hiç eksik olmazdı.

 

Sıcak sıcak pişirilen yarımcalarla, önceden pişirilen hoşaf, ortaya kurulan kocaman bir yer sofrasında servis yapılırdı. Çalışmaktan yorgun düşen ve iyice acıkan bedenler, mis gibi tere yağ kokan, sıcacık yarımcalardan lokma lokma bölerek ve vitamin dolu soğuk hoşafı kaşıklayarak açlığını gidermeye çalışırdı.

 

Artık köylerde elma, armut, erik, ahlat ve alıç kurutulmuyor. Bu meyvelerden hoşaf ta yapılmıyor. Çünkü bizim köyde bu meyvalar artık yetişmez oldu. Eskiden ahlatları, armutları alıçları, dalları taşıyamaz kırılırdı. Şimdi bu ağaçlar da değil meyvesi yaprağı yeşermemeye başladı.  Artık köylerde yarımcada pişirilip, sıcak sohbetlerde olmuyor. Çünkü köylerimizde yarımca yapacak ve yiyecek genç nüfusta kalmadı. Acaba bir gün köyümde tekrar yarımca pişirilip elma, ahlat, alıç hoşafı yapılır mı?….

 

Gürbüz Ertem

YORUM ALANI

Asuman Sarı 16 Temmuz 2013 / 13:05 Cevapla

Ahh diyorum yine, geçmişe özlemimiz alıştığımız her değeri yitirdikce dokunur oldu bizlere.Yarımca ve kendi kuruttuğumuz meyvelerden hoşaf, ne güzel ne leziz ve doğaldı.Malesef şimdi kötü bir şekilde zarar veren asitli içeçekleri tercih edenler pek çok, geçmişte yaşadığımız bu güzellikler için bizler şanslıyız bence, doğa bile küskün ağaçlar eski meyveleri vermez oldu dediğiniz gibi.Teşekkürler İsmail bey başarılar,,

Aynur Demirer 16 Temmuz 2013 / 14:11 Cevapla

Küçükken babaannemlere gittiğim günler aklıma geldi beni eskiye götürdü bu yazı tebrikler…

Şuri Hamza Demirel 16 Temmuz 2013 / 17:26 Cevapla

Yarimca nedir bilmiyorum ama , Tereyağli filan yazmişsiniz ya tereyağinin kokusu sanki burnuma gelmiş gibi oldu canim çekti, hasta olursam isterim sizden bilmiş olun, sonra firinlanarak kurutulmuş meyvelere de "buruş " demişsiniz onu biliyorum marketlerde görduğum kadariyla. guzel yazinizdan dolayi tebrik ederim.

Ali Yağcı 16 Temmuz 2013 / 20:33 Cevapla

Sevgili saygideger hocam Ismail Altok ismini duydugum ancak bilmedigim yarimca cok dikkat cekici bir yiyecek olsa gerek aslinda diyorum nacizane fikrim Boluda böle geleneklerimize hitap eden bir restaurant acilsa is yaparmiki..Yazilariniza doyum olmuyor tesekkurler..kaleminize kuvvet diyorum..

Aysel Bınar Gülen 19 Temmuz 2013 / 11:28 Cevapla

Hocam böyle güzel bir lezzeti bizlere de anlattığını tanıttığınız için teşekkürler bu güzel yazınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum.

Hatice Hırca 20 Temmuz 2013 / 13:27 Cevapla

biz bunu yaylada fırından çıkınca yemiştik yarımca… offf olsada yesek şimdi sıcak sıcak:))

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.