O BİÇİM HELÂL OLSUN
(Dündekiler için ve Dün karşı çıktıklarını bugün kendileri de yapanlar için)
Helâl olsun diyoruz. Demez miyiz hiç?.. Onca hakkımızı yedikleri için, gerçekten helâl olsun! Yedikleri haklarımızdan dolayı, hiç müteessir olmadıkları, hiç mideleri bulanmadığı, hiç elleri titremediği, hiç vicdanları sızlamadığı için helâl olsun! Yedikleri haklarımızdan dolayı, doydukları için helâl olsun! Yedikleri haklarımızdan dolayı, hiç sorgu, sual, hesap vermedikleri; hiç tekdir, müeyyide, ceza görmedikleri için de helâl olsun! Düzen, doyumsuzları beslemekten zayıf düştü, aklı, fikri, düzeni, dümeni karıştı. Bu düzeni bile bitirip tüketebildikleri için, gerçekten helâl olsun! Bize, helâl olsun dedirttikleri için de, (ayrıca) helâl olsun!..
Zorbalıkla veya hile ile işlerini yoluna koyarak Dünya’sını, ayaküstü ve oldubittiyle hak helâl ettirerek Ahiret’ini kurtardığını sananlar, aldanıyorlar. Yanlış, pek çok kişi tarafından yapılınca, doğru mu olur?
Halil İbrahim YAMAN
Zulüm – Sayfa 249
“İhtiyaç sahipleri için Hz. Peygamber’e hurma dolu bir sepet getirilmişti. Hasan ile Hüseyin bu hurma ile oynaşıyorlardı. Onlardan biri bir hurma tanesini alarak ağzına götürdü. Rasûlullah (sav) bunu görünce onun ağzından hurmayı çıkarmış ve: – Sen Âli Muhammed’in sadaka yemediğini bilmiyor musun? – demiştir.” (Buhârî, Zekat, 58)