DAĞIN ARKASINDAKİ SIZI, KIBRISCIK UYAN, UYAN KIBRISCIKLI…..! -1- 08.02.20150
MS.100 yılda ”Siberis”, şimdiki adı Uludere’nin kıyı yamaçlarındaki yerleşkedir Kıbrıscık. Siberis adının söylenişi “Kyberis” dir. “Kyberis” in kelime anlamı ; kutsal gürsu demektir. Kyberis adı zaman dilimi içinde söylenişi Kıbrıscık’a dönüşmüş olabilir.
20 Temmuz 1402 yılında Ankara Savaş’ında, yenilgiye uğrayan Anadolu Birliği’nden Karadoğan Bey, Timur’un istilasından korunmak için bu bölgeye yerleşir. Geçimlerini sağlamak için hayvancılık ve yaban avcılığını meslek edinmiş yerleşik ahali. Zamanı gelince “kırın bizi” gitmeyiz diyerek ayak diremişlerdir. Kır-bız, Cumhuriyet döneminde Kıbrıscık olarak adlandırılmıştır. İlçe merkezine’de Karadoğan” Karadolar “ ismi verilir.
1800 yıllarında Osmanlı – Rus Savaşı’nda “Kırım” dan gelen Kırgızlar Kıbrıscık’a yerleşmişlerdi. Kendilerine Kırgız denmesi yerine “Kır-bız, Kır-buz” lakaplarıyla anılmalarını istemişler, Türkçe söylenildiğinde de “Kıbrus” a dönüştüğü ağırlık kazanır.
Kıbrıscık, Bolu ile birlikte Osmanlı Devletine katılmıştır. Bu dönemde yoğun bir “Türkmen” göçü almıştır. 16. Yy ve sonrasında Osmanlı Salnames’indeki kayıtlarda, Bolu Sancağına bağlı “Kibrus” adında kazadır.
Ahalisi; Oğuz Türkleri “Türkmen”dir. Türkmen kültürünü her alanda, belirgin biçimde yaşatarak günümüze kadar gelmiştir. Folkloru, yemek ve yer adları ve haksızlığa, baskıya, zorbalığa boyun eğmemesi en belirgin özelliklerindendir. 3.Selim dönemi ortalarında Kıbrıscık, Bolu’ya bağlı nahiye konumundadır. Bolu mütesellimi olan Seyfoğlu ‘nun haksızlığına , baskısına dayanamayan Kıbrıscık halkı, Bolu’ya inerek ayaklanmıştır. Seyfoğlu görevden alınmıştır.
1908 İkinci Meşrutiyet ilanından sonra Bolu müstakil bir mutasarrıf haline geldi. Kıbrıscık’ta bucak teşkilatı kurulur. İlk bucak müdürü; Faik Şahap Bey’dir.
Milli Mücadele yıllarında; TBMM Hükümetine karşı (13 Nisan-31 Mayıs 1920’de) Düzce- Bolu ayaklanmasında , isyanı bastırmak için Arif Bey komutasındaki Kuvay-ı Milliye birlikleri Beypazar ayaklanmasındaki isyancıları yenilgiye uğratmıştır. Arif Bey ve birliklerini Kıbrıscık halkı sevgi gösterileri ile karşılayarak dinlenme, beslenme ve giysi ihtiyaçlarını gidermişlerdir. Kıbrıscık’tan aldıkları güçlerle kuzeye yönelmiş, dağ kavuklarındaki çeteleri temizleyerek Karacasu(Ilıca) tarafından Bolu’ya girerek isyancıları tek tek tutuklayıp “Hiyanet-i Vataniye” Kanunu uygulamıştır, Arif Bey.
İstanbul Hükümeti kuvvetleri ve isyancılardan elde edilen silahları, erzakları Kıbrıscıklı kadın ve kızanlar kağnı ve sırtlarında Eskişehir, Afyon ve Kütahya’ya ulaştırmışlardır. Kimi geri dönmüş kimi cephede kalmış kimi de yollarda şehit düşmüştür.
24 Mayıs 1920’de Arif Bey ve birlikleri Kıbrıscık’ta uzun süre kalarak doğu, batı cephelerine asker gönderdiği söylenir.
İsyancılardan ve düşman ile savaşmaktan kaçanlar; Köroğlu Dağları’nı mesken edinerek acımasız çeteler haline gelirler.Bu durum TBMM’si Hükümetini tedirgin etmektedir.
25 Temmuz 1921’de Bolu Maarif Müdürü Sivaslı Zülküf Bey, Kıbrıscık üzerinden Ankara’ya giderken, bu çeteler tarafından “feci” şekilde öldürülmüştür.
Yöredeki tehlikeyi gören M.Kemal Paşa , bu bölgeyi çok iyi tanıyan Kıbrıscıklı Teğmen Ali Rıza Bey’i “ Tekemen” suküneti sağlamakla görevlendirir. Ali Rıza Bey Seben ve Kıbrıscık çevresindeki, başta “Hakkı Çavuş” çetesi olmak üzere bir çok çeteyi yok etmiştir. Görevli olduğu dönemde toplanan erzak ve cephaneleri Eskişehir’e oradan da Kütahya’ya Kıbrıscıklı kadınlar tarafından taşınmıştır. Erleri Doğu ve Batı Cephesi’ndedir, çünkü. Batı ve Doğu Cephesi’nde savaşan yüzlerce askerden biri, Karadolarlı Halil onbaşı “Halil Olkan” dedemiz. Dokuz yıldan fazla cepheden cepheye koşmuş, savaşmış. Yaşadıklarını anlatırken ağlardı. Çektiği acı ve mutluluklar göz yaşlarında saklıydı.
1923’de Cumhuriyet’in ilanıyla yapılan nufus sayımında; 1312 hanede 3716’sı kadın,3441’i erkek olmak üzere 7137 ‘dir. Halkı hayvancılıkla uğraşır. On binlerce koyun ve keçi, Köroğlu Yaylaları’nda, papatya misalidir. Büyük baş hayvanları benek benek , nokta nokta görünürdü uzaktan. Mutluluk buharlaşarak ,akşamın yorgunluğunda bulut olur, yağmur olurdu. Dinginleşir yürekleri insanların yaylada, ormanda, harmanda, kırda. Yiğittir aynı zamanda kızı, kızanı. Köroğlu gözetler sanki yükseklerden Onları. Hak yememe, bölüşme, paylaşma gayreti sonsuzluğunda…
1930’da ulaşım hayvanlarla yapılırdı patika yollardan. Çoğu zamanda yayan yürürdü ,kader…! Yarım çuval buğdayını sırtında günlerce taşır şehre, bir tutam çay ve şeker almak için. Zorluğa göğüs germiştir. Çilekeştir, çile ile el ele büyümüştür de hiç şikayetçi olmamıştır. Nasırlıdır eli , yüreği değil.
Kıbrıscık bucaktır. Seben ilçe olunca(1946) Seben’e,bağlanır.1Nisan 1958’de 7033 sayılı yasayla bir merkez 22 köyden oluşarak Bolu’nun ilçesidir artık. Alt yapı gereklidir. “Önce eğitim” şiarıyla yola çıkılır. Kargir yapılı İlkokul taşınır taş duvarlı betonarme İlkokul’a. Halkı her zaman hazırdır elbirliğine. Sırtlarında taşıdıkları kayalarla Orta okul da yapılır, kaya gibi kısa zamanda. Kaymakam ve daire amirleri ile uyum içindedir halk. Hastahane yapılır “imece” unutulmadan. Birden kalabalıklaşmıştır Kıbrıscık. Şaşkındır önce. Alışır yavaş yavaş. Çalışanların çoğu ev bulamaz. Evlerinde ağırlarlar günlerce Kıbrıscıklı. Konut konusunda hazırlıksız yakalanmıştır. Olsundu. her yan canlanmıştı ya..!
Okuma oranı yüzde 90’lara ulaşmıştır. Çevre il ve ilçelerden okuma amaçlı öğrenciler gelir, yatılı. Kısa zamanda adından söz ettirir gençlerin memuriyete girmeleri, çalışan olmaları. Her meslekten, her dalda çalışanı ile övünür olmuş Kıbrıscıklı.
Büyük ve küçük baş hayvana odaklı lideridir bölgesinin. Etsiz, sütsüz, yumurtasız, yünsüz kalmama amaçlı yapılan hane hayvancılığı ve sürüler halinde yapılan geçimini sağlama amaçlı hayvancılık, yapılır alasıyla. Gül gibi geçinir giderler. Hatta tasarruf yaparlar geleceğe sağlam bakabilmek adına. Ziraat Bankası çok mutludur tez açıldığı için. Ormanda çalışırlar aynı zamanda. Kesim-çekim işleri. Taşımacılık filan. Orman İşletmesi Müdürlüğü’nde yüzlerce çalışan vardır. Bakkal ,berber ,lokantalar vb. açılır dizi dizi. Canlılığı kubbe altında yaşar Kıbrıscık. Orman ürünleri lideri olmuştur. https://www.youtube.com/watch?v=yvHNEjj_DKE
Taşımacılıkta “nakliyat” kullanılmak üzere yüzlerce eski/yeni kamyon alınır. Her mesleğin, insanların gelirleri had safhadadır. Yatırımları hep dışarıya akar sular seller gibi. Kıbrıscık’ta yatırım yapılmaz. Girişimlerde sonuç vermez.
Ormana balta girmiştir. Kesim alabildiğine yapılır. Kesilen ormanı korumak için tel örgü çekilir. Hayvancılıkta baltalanır. İçin için içini yemektedir Kıbrıscık. Öğrenim görenler şahlanmış, Üniversite bitirenlerin oranı yüzde doksan olmuştur. Siyasi hayatta başarı üzerine başarılar art arda gelmiştir. Milletvekilimiz, vekillerimiz vardır , adımıza hak arayan. http://www.gazetebet.com/
Ormancılığın, büyük ve küçük baş hayvancılığın yerini “Tavuk kümesleri” almıştır. Tavukçulukta da adından söz ettirmiştir “Kıbrıscık”. Üreticisi kazanır. Nefes alır azda olsa. Oysa şimdi ; üç-beş binlik kümeslere civ civ verilmemekte şirketler tarafından. Umutları da sönmeye yüz tuttu üreticinin. Kıbrıscık kabusda.
Gittikçe yalnızlaşır Kıbrıscık. Halkbankası kapanır önce. Adliyesi izler onu, Ceza-infaz evi “hapishane” kapanır. Af edersiniz ama siyasiler gece karanlığındaki görmezliğin içindedirler. https://www.holdemtr.com/
Adı ve kendisi haritadan silinmeyecektir Kıbrıscık’ın. Köroğlu ,atalarımız ne derler sonra ..! Neredesiniz? Nerelerdesiniz? Ses veren yok mu..? Uludere eskisi gibi akmıyor, gür. Bağlarda ki; üzümler kurudu . Çeltik tarlaları tar-u mar olmuş. Tarla taban dağ , bayır oldu .
Yollarımız eskisi gibi değil, sessiz ve sizsiz…! Haberiniz var mı? Sahipsiz değil elbette. Kıbrıscık destek, katkı bekliyor her Kıbrıscıklı’dan ve Kıbrıscık sevdalısından.
Kaynakça; Kıbrıscık Kaymakamlığı (kibriscik.gov.tr). Kıbrıscık Belediye Başkanlığı(kibriscik.bel.tr. Kıbrıscık Halkeğitim Merkezi(kibriscikhem.meb.k12tr).
İSMAİL ALTOK
çok güzel bir yazı olmuş ağabey. eline, kalemine sağlık.